19 Eylül 2008 Cuma

önemli keşif

annemin sesini beklerken o açtı telefonu.
kardeş.
izinliydi bugün evde.
-e naber
-noolsun yaa.. sinir oldum.
-hayırdır?
-kavga ettik yine?
-e sebep?
bizimkiler kavga etmiş yine telefonda.
kardişle sevgilisini diyorum.
-akşam arkadaşlarla yiyelim yemeği dedim, zaten dışarda yiyelim diye konuşmuştuk. gelip seni işten alayım dedim, yok eve gitmem lazım dedi, eve götürür beklerim dedim, banyo yapmam lazım dedi, yap dedim, saçını fönlemesi zaman alıyormuş, e fönleme dedim, o zaman gidip kuaförde yıkatıp fönleteyim dedi. bu ne yaa!
8)))
devam etti:
yok ama ben şimdi fark ediyorum, bu kuaför olayı evliliklerde ciddi sorunmuş meğer. maddi manevi. haftada kaç kere kuaföre mi gidilir yaaaa!!!!
güldüm.
belli ki kızceğiz bugün görüntüsünden memnun değil.
o görüntüyle ne kardeşin, ne de onun arkadaşlarının karşısına çıkmak istemiyor.
kardeşi fazla bekletmek de içine sinmiyor.
iftarı kaçıracak olmasına razı gelemiyor.
o halde yanına da gelemiyor.
sıkıntı!
bizimki bu derece ciddi olan ilk ilişkisinin içinde olduğu için de "kadınların güzel görünme telaşına" yakından tanık oluyor.
ben malumunuz.
saçı ancak kestirmek için kuaföre giden bir şahsım.
birkaç yılda bir düğün dernek durumunda föne, maşaya gitmişliğim vardır.
boya amaçlı ilk gidişim de geçen cumartesi uçlarını boyatmak için olmuştu. (kırmızı saçlarımı bile kendim oluşturmuştum. oluşturmuştum diyorum zira dipten uzayanların boyanıp kırmızı olması ve diğer kısımların siyah devam etmesi süreci sonunda saçın tamamının kırmızıya dönmesi birkaç senedir)
ötesinde ne boya, ne fön.
zaten senelerce kısacık gezdiğim saçlarımı kuaföre götürecek durumum yoktu.
diğer yakın örnek annem.
o da senelerce senelerce kısacık kesilmiş saçlarla dolaştı.
zaten bukle bukle olan saçları da uzamaya meylettiğinde bile kuaföre ihtiyaç duymazdı.
yani,
haftada birkaç kez kuaföre giden,
fönsüz dolaşmak istemeyen,
kuaföre ciddi kaynak akıtan ilk kadın, kardeşimin hayatındaki, nişanlısı!
çapkın kardeşimin 3-5 gün-hafta-ay süren diğer ilişkilerinde sorun olmayan bu bakım-kuaför konusu, şimdi evlenme hazırlığında olduğu nişanlısı söz konusu olduğunda gözüne batmış anlaşılan.
güldüm.
e kızsal konular bunlar canım, olabilir, bugün öyle görünmek istememiştir sana dedim.
vıdı vıdı vıdı... söylendi.
kapattık.

ay bakımlı olmak da dert yahu!
ne sıkılmıştır kısçe şimdi.
bizim çocuk da daralmış, oruç siniri de başında.
spk sınavı bir yanında, aikido sınavı bir yanında.
istanbuldan kanka gelmiş görüşülecek.
nişanlı saç der, fön der.
ders çalışayım diye evde kalmış, tv'de car car konuşan kadınlar...
hay allah!!

8 yorum:

ATALET dedi ki...

hahaha..
empati yumağı gibisin yavrum..
herkesin derdine anlayış..
kısçeye söyle her daim bakımlı dolansın gerekirse az uyusun..
erken kalksın..
ama bi duş bi gömlek kravat heryere hazır olabilen xy cinsinden bu konuda hiçç anlayış beklemesin
hele de sizinki gibi talimsizine..
=)

ATALET dedi ki...

bi deeee
ben pek giremiyorum nete gündüz..
pek de ne..
hiç..
sörvır bozuk
kurumsal iş..
aklım ve günlüm burda ama..
=)

Ece dedi ki...

Kızcağız ufak ufak alışsın sadeleşmeye.Zira bu durum zorluklar yaşatacak her ikisine de anlaşılan.
Sevgiler,

uctemmuz dedi ki...

Ahh canımmm...ya zor ama senin kardeş için alışması tabi.Bravo sana kısçenin de hakkını yedirmemişsin, kardeşe de anlayış göstermişsin.
Orta yol bulurlar umarım zamanla...

Karaböcük korkumuz benzeşiyor ha burdam?
(Raid tablet tavsiye edivereyim mi şurdan...Ettim gitti.)
:)

Adsız dedi ki...

Canıııım, O da Oruç tutuyor ya, sinirli.. Nişanlısı kızımız tatlı gelinimize de canıııım, zaten güzel, bakımlıda olmak istiyor, onun xy si bakımlı eş istiyor kendi de bakımlı ya.. sana da canıııım hep ara düzeltmek için uğraşıyorsun.
Yaa hepiniz canımsınız işte..
öperim...

geckalmadimki

alpernatif dedi ki...

Hah
işte karımın benim açımdan çekmediği bir dert

saç derdi :D

Oya dedi ki...

öğrenecek kardiş,
öğrenecek..
az sabır :)

bir kız tanımıştım
(zaten sadece tanıma boyutunda kaldı)
ilkokuldan beri her hafta saçlarına fön çektirirmiş..
şaşkınlıktan ağzım bir karış açık
"neden?" diye sordum tabi..
el cevap:
"e daha havalı olmak için tabiğğğ!"..
bence de fazla oksijenden beyni çürümüş zaten :p

ama kısçe haklı..
bazen hissederiz öyle..
bakım isteriz...
şımartılmak..
beğenilmek..
hatta esas olarak kendimizi beğenmek..
e biraz da hata sizde..
şu kadınları daha iyi öğretseydiniz ya kardişe annenle :p

Parpali dedi ki...

İsmi ile ters orantılı bir blog olmuş. Ama güzel olmuş...
Kendimi düşündüm yazıyı okurken. Ne tamamen herşeyden vazgeçmiş bir halde, ne de kuaför, bakım delisi bir yerde duran kendimi. Saçlarını evdeki saç şekillendirici ile kuruturken hafiften düzleştirme çabalarına giren, genellikle gözüne kalem çekmeden evden çıkmamaya çalışan ama beş dakika içinde hazırlanıp çıkabilen kendimi. Geçtiğimiz yaz memlekete gittiğimde on beş yaşındaki teyze kızımla dışarı çıkacaktık. Ben hazırlanıp çıktım. Bekle Allah bekle, bizim kız gelmez. 20 dakika sonra nihayet gelebildi. Teyzem söyleniyor tabi bu arada. "Ablandan evden çabuk çıkmayı öğren" diye. Tabi bizim kızdan cevap gecikmez. "O da benden süslenmeyi öğrensin biraz" Herkesin hayatı yaşayışı başka başka...