16 Eylül 2008 Salı

severim-sevmem

Emre Aydın-severim. ki dinliyorum şu anda. hem şarkıları güzel, hem sesi iyi, hem çocuk yakışıklı. e daha ne olsun.

Baş ağrısı -sevmem. kimse sevmez tabi de. bi de ilaç alma konusunda da sıkıntılıyım. ağrıyı çekemez olana kadar çekiyorum.

Alırken üzerime tam olduğu halde sonradan bollaşan kotlar- sevmem. insanı zayıflamış psikolojisine sokuyor ama esasında zayıflamış olmadığın için aksine kilo almaya sevk ediyor.

Makyaj malzemeleri-severim. maskara özellikle seviyorum. en önemli makyaj malzememdir.

Kuyumcu vitrinleri-eskiden hiç sevmediğim halde şimdi sever olduğum bişey. yaşlandıkça kuyum'a mı merak saldım ki.

Kıymet bilmeyen insanlar- sevmem. biri senin için bişey yapıyorsa, bi zahmet özen göstereceksin. oda arkadaşlarımdan biri, bir diğerinin çocuğunun yaşgünü için bir hediye alıp masasına koydu. bahse konu arkadaş geldi, gitti, birileriyle konuştu falan filan. niceeee sonra masasında klavyenin üzerinde duran koca paketi fark edip uzaktan bi "teşekkür ederim" dedi. ne paketi açmak, ne hediyeye bakmak. paket öylece duruyor konulduğu gibi. sinir oldum. hayır sana ne! derseniz haklısınız tabi, bana ne de, ne bileyim, sevmedim işte.

Birini aramak için telefonu elime aldığımda o birinin beni araması-severim.

Klasik müzik-severim. hafta sonu saçlarımın uçlarını boyatmak için gittiğim kuaförde klasik müzik çalıyor olmasaydı sabırla 2 saati geçiremeyebilirdim.

Park yerlerine daire numarası yazılması rağmen arabasını rasgele bırakan salaklar - sevmem. sonunda bir yazı bastırıp yapıştırıcam apartman kapısına "oturduğu dairenin numarasını ezberlemekten aciz olanların ehliyet sahibi olabilmiş olmaları şaşırtıcı" diye.

İftara birkaç dakika kalması-severim. yemek hazırsa daha da çok severim.

tatil planı yapmak-severim. bayramda antalyaya kaçmak, sezon bitmeden denize atlamak fikri şimdiden sevindiriyor beni.

kafamdan öpücük sektirilmesi-severim. zaten bi tek sel yapıyor. "kafadan bi öpücük sektireyim mi" diyip alnımdan hızlıca bi öpücük sektiriyor.

kedi-köpek-kuş-falan filan-severim. hayvanlar olmasa dünya çok süssüz ve tatsız olurdu.

kırmızı ojenin tırnaklarımı boyaması-sevmem. asitonla uğraş uğraş, yine de bi pembelik kalıyor yahu.

yeni bir kitaba başlamak-severim. yeni insanlar, yeni hayatlar. bir de sürükleyici ise yeme de yanında yat (ki, yemek zaten mümkün değilken, yanında yatmak çok mümkün oluyor)

yazacak konu bulamayıp saçmalamak-sevmem. e ama bazen oluyor işte.

konu bulamamış olmama rağmen yazı yazmış olmak-severim. en azından zaman geçiyor.

değiş tonton

e sıkıldım ben bu taa geçen haftanın haftasonunu anlatan yazıdan.
ama yazma isteğim yok.
yazmasam da yazının oradan kalkacağı yok.
eee....
ihtiyaç halinde rasgele bi yazı yazıp kendisi yayınlayıveren bir özellik olsun blogspotta.
istiyorum.