18 Ağustos 2008 Pazartesi

parça pinçik

önce marmaris:
çok güzel kızlar var yahu.
sel'in kendi gördükleri yetmiyormuş gibi ben de gösterdim ona sık sık:
-seeeeell..şuna bak!
ama allah için adamlar da süper.
bir tanesine bayıldım. sel'le de paylaştım. konuyu uzatmamam kaydıyla anlayışla karşıladı.
ve fakat aynı adam akşam yine karşımıza çıkınca.....
ay allahın lütfu muydu acaba?
dalyan-köyceğiz:
güzel, sakin, dingin...
al kitabını geçir koca günü bir gölgeye çekilip.
datça:
yol üstünde bir yerde denize girdik.
kovanlık tesisleri.
havuz gibi bir deniz.
ayaklarının altında iiincecik kum.
cirit atan balıklar, ve hatta deniz yıldızı, usul usul ilerleyen.
bir deniz bu kadar sakin ve berrak olmamalı.
insanın aklı fena halde takılı kalıyor.
yine marmaris:
alyansımı denize düşürdüm.
aksilik.
oysa genelde takmam yüzüğü tatilde, hele denize girerken.
ama olacağı varmış işte.
gitti alyans.
aradım da epeyce.
datça yolu üzerinde bahsettiğim yerde olsa, hemen bulunur da,
bu girdiğimiz yer komple çakıldı.
e onca taşın arasında.....
yüzük balıklara hediye oldu.
üzülme dedi sel.
zaten yakında evlilik yıldönümü.
ne alsam diye düşünüyordum, belli oldu.
hani kardişle sevgilisi (nişanlısı mı demeliyim artık. istedik ya kızı) alyans arıyor ya:
aradım söyledim:
-alooo.. alyans bakarken bol çeşitli bir yer bulursanız bize de haber verin.
-niye, siz de mi değiştireceksiniz?
-yok yav, ne değiştirmesi... gitti benim alyans denizde. mecburen yani.....
-hadi laaaaa... eh iyi, iki çift alacaz diye indirim yaptırırız, iyi olur.
dalaman-thermemaris:
insan kötü kokuya alışabiliyor, bu iyi bir şey.
insan sivri sineğe alışamıyor, bu kötü bir şey.
insan rahata kolay alışıyor, bu da bilindik bir şey.
jakuziye mi girsek yav?
tamam sonra da hamama gidelim.
ay ben saunaya giremem, du bakayım... oyyy çok sıcak!
-niye bana masajı kadın yapıyor da sana da kadın yapıyor? sana kadın yapıyorsa bana da adam yapsın?
-tamam yaaaa.. allaa alaaaaa....
bu begonvil denen bitkiye hastayım.
bulunduğu ortamı nasıl da güzelleştiriyor.



iyiki var.
termal havuz, çamur falan fibromiyaljiye iyi geliyormuş.
sel bunu okudu ya,
habire beni yüzdürmeye çalışıyor.
-fibromiyaljik, hadi......
ama insan yatıp biraz da miskinlik etmek istiyor.
güzel kızları kesmek, yakışıklı erkekleri kesmek.....
arada göz zevkini bozanlar da oluyor elbet.
yav bi baksanıza şu amcaya:
hayır eninde sonunda çoluklu çocuklu koca bir adamsın. mayoyu kıvıra kıvıra string yapıp da, oralarını iyice yakacaksın da ne olacak?

nil kaplumbağaları çok çirkin anacım. kocamanlar.
kafalarını sudan çıkartıp "kıııhhhhh" diye bi ses çıkartıyorlar yüzüne bakıp.
korku filmi efekti gibi gerçekten.
ekmek atınca yiyorlar.
özleri de az görüyor galiba.

göcek:

pahalı. yeminle söylüyorum. vallaha da billaha da diyorum, ankarada incik boncuk malzemesi satan bir mağazadan, toz toprak içinde bi dolu eski püskü şey arasından seçip 3 liraya aldığım eski görünümlü bir kolye ucunu, tam 75 liraya gördüm. aynısı 4.5 lira mı ne tutan bir başkasının da etiketi 85 liraydı. nasıl yani yaaaa.....

birileri birilerini fena halde kazıklıyor ama...

ankara:

neyse ki annemler, çerçey ve fundam falan burda. yoksa geri dönüş hiç çekilmezdi.

kürkçü dükkanı sendromu

geldik.
nereye gidelim derken, bi baktım gelmişiz.
bu muydu yahu?
allah allaaah....
neysss...
canım bilok camiası, geldim işte.
önce özetler:
çıktık cumartesi.
-seeell.. ya nereye gitcez biz.
-bilmiyom kuzu, gideriz bi yere, şeklinde.
marmarise doğru yola çıktık.
marmaris, datça, dalyan, köyceğiz, göcek...
gezdik, dolaştık.
bi üç gün de otel ayarlayalım bari dedik.
bi internet kafeye gittik.
civarda rasgele bi otel bulduk.
özellikle aramıyorduk ama o denk geldik.
termal otel.
dalamanda.
thermemaris.
orada da kendimizi mineralli havuzdan, çamur banyosuna, jakuziden hamama, şezlongtan armut koltuğa attık durduk.
nil kaplumbağalarını besledik.
dalaman çayında deniz bisikletiyle gezdik.
yedik içtik kaşındık. (sivri sinek, sivri sinek, sivri sinek.....)
bi de tesadüfen bu otelin çamuru fibromiyaljiye de iyi gelmiyor muymuş! valla tesadüf oldu. iyi oldu.
sonra ne mi oldu?
e geldiik.
detay yazmak için pek üşengeç bir haldeyim.
şimdi bi durayım da sonra yazayım hı?
bi yoklama yapayım hem de bu arada?
kimler burada?