24 Aralık 2008 Çarşamba

makamlar



fazla bilgi göz çıkarmaz diyerekten:

Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir. (hani birine "rast"layınca mutlu olursun, neşelenirsin gibi mi?)

Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir. (daha ziyade rahavet verecekmiş gibi ama..eh sonsuzluğu düşününce de bi rehavet basıyor tabi.)

Küçek makamı: İnsana hassasiyet ( duyarlılık ) verir. (kimilerinin fırfırlı etek giyip oynasayı geliyor galiba. duyarlılık falan.. hassasiyet... etek sembolü anlam kazandı bak şimdi. )

Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir. (eh normal. isme bak! insan bi çekinir haliyle.)

İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir. (bi iran şehri aynı zamanda. bu vesileyle hatırlamış olalım zamanında başkent olduğunu ve tarihinin yontma taş devrine kadar uzandığını)

Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir. (ayrıca bi sorgulama, bi agresiflik, bi dayılanma... "nevaa lan!" şeklinde kafa tutma. bilemiycem. çok lezzetli gelmedi. damak tadıma uygun değil 8)

Uşşak makamı: İnsana gülme ’dilhek’ verir. (eşşek değil, eşek o bikere. uşşak değil uşak olmalı. evet insana iyi gelir muhtemelen. komik bi uşşak ise daha da güldürür)

Zirgüle makamı: İnsana uyku ’nevm’ verir. (insana uyku veren bişeyin adı böyle mi olmalı yahu! kafana takılır, içinden söyler durursun, uyku muyku hak getire sonra. söyle bak: zirgüle-zirgüle.)

Saba makamı: İnsana şecaat (cesaret, kuvvet) verir. (madem öyle savaşlarda bunu çalsınlarmış dedim baktım neler var diye. ilahi çıkıyor. aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni.. sonuç:bana bi cesaret gelmedi vallahi)

Buselik makamı: İnsana kuvvet verir. (saba ile buselikten birer ölçü dinledin mi, kimse duramaz önünde artık. [mfö'ye de selam olsun.])

Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük ) verir.(kulağında bu makamdan müziklerle yaşaması gereken insanlar tanıyorum. hicap makamı da olsaymiş keşke)

Hüseyni makamı: İnsana sulh ( sükunet, rahatlık) verir. (adı bile etkili. bende bi sükunet oluştu bak. aha da sustum)

beyaz

bembeyaz oldu ankara.
son günlerin sıkıcı gri havasından sonra iyi oldu bu.
içimiz de ferahlasın =)
bir de bilgilendirme:
otobüs firmalarımızın mutaassıplık konusunda gitgide kendini geliştirdiğini gördükçe gözlerim yaşarıyor.
cuma akşam ben gitsem mi gitmesem mi diye düşünürken kardeş kendine yer ayırtmıştı bir firmadan.
sonra arayıp "ben de geliyorum, iki bilet al" dedim.
firmayı arayıp yan koltuğunu da benim için almak üzere bir bilet daha ayırtmak istemiş.
isim sormuşlar, adımı ve eski soyadımı söylemiş. zaten her ikisini de kullanıyorum.
amaaaa...
olmaz! demiş yetkili.
bay yanına bayan vermeyiz.
nasıl ya! demiş bizimki.
aynı soyadı, baksanıza.
olmaz demiş namus bekçisi özel ödüllü firma yetkilisi
bay yanına bayan olmaaazzz! veremeyiz!
başka zaman olsa uğraşacak olan kardeş, o psikolojide olmadığından uzatmamış.
tamam demiş, yan koltuğu da kendime alıyom, yaz adımı.
8)))
hey allahım yaaa.