14 Ekim 2008 Salı

nooldu..

olay:
cumartesi günü saçımı kestirdim.

sonucunda olanlar:
salak kuaför cart diye en tepeden saçı kesip, sonra "siz bakıp yönlendirin beni nasıl istiyorsanız" demeyi akıl ettiğinden, 5-6cm'lik saçı tutup "yok daha uzun olsun buralar, bu kadar kısa istemiyorum" dedim.
olan olmuştu. adama gösterdiğim resimle alakam yoktu. parayı alırken "tarzını bilmediğimden bu sefer böyle oldu. bi dahaki sefer daha iyi olur" dedi. bi daha sana gelirsem eşekler kovalasın beni dedim. içimden.
eve dönüp kafamı musluğun altına soktum. sıkılacak miktar yok kafamda. havluyla kuruladım. elimle dağıttım. jöle-sprey falan şekle soktum biraz. eh.
sadece maskara değil, göz kalemi de kullanarak daha belirgin bir göz makyajı yaptım.
alışverişe çıktım. bikaç bişey aldım. sonra sel'le buluştum.
sel beni uzaktan görünce gözleri parladı. gerçi hep parlıyor ama bu sefer kitlendi.
yürümeye başladığımızda bile hala sabit biçimde bana bakıyordu. 10 yaş gençleşmiş, aşık olduğu zamana dönmüşüm. saç uzatmak yasak sana dedi sayıklar ses tonuyla. "bırak yaa yalancı!" dedim. sabit biçimde bakmayı sürdürerek "yemin ederim" dedi.
itiraf edeyim ama. sel'le buluşana kadar geçen süre içinde de, dolaşırken çarşıda, potansiyel asılma niyetlerinde belli bir artış ve yaş ortalamasında ciddi bir düşüş olmuş. e hi 8)
yine de sel'e çaktırmıyorum.
iş yerinde de olumlu tepkiler aldım.
"çok güzel olmuş, kocaman kocaman gözlerin ortaya çıkmış" en standart beğeni sözü.
saçım uzayınca gözlerimin küçüldüğünü düşünüyorum artık.
kuaför konusunda hala tepkiliyim, hala ona tekrar gitmeyi düşünmüyorum ama sinirim biraz azaldı.
an itibariyle kısacık ve siyah saçlı bir insanım.
internetten sipariş ettiğim kitaplar gelmiş, güvenlik aradı, çıkıp da alayım, hahayyy....(bu ne alaka demeyin. demeyin!!!! öyle!)
bi de;
çerçeyi çok öslediiiimmmm... sokakta gördüğüm 3 renkli kız kedilere saldırıyorum.